Kahramanmaraş’ta Ekonomi Zirvesinde Finansmana Erişim Masaya Yatırıldı: “Yüksek Faiz, Kredi Kısıtları ve Alacak Güvencesi En Önemli Sorunlar”

Kahramanmaraş Sanayici ve İş İnsanları Derneği (KASİAD) tarafından düzenlenen 2’nci Kahramanmaraş Ekonomi Zirvesi, Ramada Otel’de gerçekleştirildi. Zirvenin en dikkat çekici oturumlarından biri, “Finansmana Erişim Sorunları ve Olası Çözümler” başlıklı panel oldu.
Panelin moderatörlüğünü Yatırım Finansman Kurumsal İletişim Direktörü Barış Esen üstlenirken, Akbank Genel Müdür Yardımcısı Özlem Atik, Servo Kapital Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Kiziroğlu ve Türk Eximbank Ege Bölge Müdürü Gülom Kudal konuşmacı olarak yer aldı. Panelde, krediye erişimde yaşanan sıkıntılar, faiz oranlarının etkisi, ihracatçıların alacak sigortası ve finansal sürdürülebilirlik konuları tüm yönleriyle ele alındı.

Gülom Kudal: “Peşin satış kavramında yanlış anlaşılıyoruz”
Türk Eximbank Ege Bölge Müdürü Gülom Kudal, ihracatçılarla bankalar arasında yaşanan temel anlaşmazlıklardan birinin “peşin satış” kavramı olduğunu belirtti. Kudal, “İhracatçılarımız malı tıra ya da gemiye yükleyip, para yoldayken geliyor diye düşünüyor. Biz ise peşini ‘para içeri, mal dışarı’ olarak görüyoruz. Çünkü tahsilat ve alacakların garanti altında olması, fonlamadan daha önemli bir konu.” dedi.
Kudal, Eximbank’ın bu noktada diğer bankalardan farklı olarak alacak sigortası hizmeti sunduğuna dikkat çekerek, “Bizim iki ana iş kolumuz var: kredi ve sigorta. Türkiye’nin en büyük alacak sigortası kuruluşuyuz. Son iki yıldır sigorta ciromuz kredi ciromuzdan daha yüksek. 2024’te 24,1 milyar dolar ciro yaptık, 2025 Ekim itibarıyla 22,2 milyar doları aşmış durumdayız. Aylık ortalama 2-2,5 milyar dolar ciro üretiyoruz.” bilgisini paylaştı.
Kudal, küresel ölçekte artan risklere de değinerek şu örneği verdi:
“Almanya şu anda tarihinin en fazla sorunlu kredisiyle uğraşıyor. Yani ihracatçılarımız, yıllardır çalıştıkları bir firmanın ertesi sabah konkordato almayacağının garantisini veremez. Bu nedenle Eximbank gibi kuruluşlarla çalışmaları, alacaklarını sistematik biçimde takip etmeleri çok önemli.”
Eximbank’ın artık yurt içi alacak sigortası da yaptığını belirten Kudal, “Aslında bizim misyonumuz yurt dışı işlemler ama ihracatçılarımızın talebi çok yüksek. ‘Biz hem yurt dışını hem yurt içini sizden yapmak istiyoruz’ dediler, biz de bu yönde genişleme kararı aldık.” ifadelerini kullandı.
Kudal ayrıca, katılım esaslı alacak sigortası sistemlerinden de bahsederek, bu hizmetlerin Kuveyt Türk ve Vakıf Katılım gibi bankalar aracılığıyla da yürütülebildiğini söyledi.
Yatırım malları ihracatında uygulanan özel bir sistemden de söz eden Kudal, “Örneğin Afrika’ya tavuk kümesi ihraç eden bir firmamızın alıcısı vadeli almak istiyor ama ihracatçı paramı peşin ister diyor. Biz burada alıcıyı inceliyoruz, bilançosuna bakıyoruz, uygun görürsek ihracatçımıza parayı peşin ödüyoruz. Alıcıya ise vadeli ödeme imkânı tanıyoruz. Bu model özellikle makine ihracatçılarının satış kabiliyetini ciddi oranda artırıyor.” şeklinde konuştu.

Özlem Atik: “Faiz yüksek ama bankalar da bundan muzdarip”
Panelde söz alan , Türkiye’de faiz oranlarının yüksek olmasının sadece işletmeleri değil, bankaları da olumsuz etkilediğini söyledi.
Atik, “Şu anda hepimiz yüksek faiz ortamında yaşıyoruz ama bundan biz de şikâyetçiyiz. Çünkü bizler, müşterilerimiz kazandıkça kazanıyoruz. Siz üretmedikçe, biz de büyüyemeyiz. Aynı gemideyiz.” dedi.
Kredi kullanımında işletmelerin bilinçli hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Atik, şu önerilerde bulundu:
“Firmalarımız kredi alırken sabit faizli mi yoksa değişken faizli mi alacaklarını iyi analiz etmeli. Hangi vadede, hangi amaçla kullanacaklarını netleştirmeliler. Çünkü kredi sadece bir borç değil, uzun vadeli bir iş ilişkisidir. Biz bir kredi verip konuyu kapatmak istemiyoruz; birlikte büyüyelim istiyoruz.”
Atik, özellikle pandemi sonrası dönemde kısa vadeli kredilerle yapılan yatırımların birçok firmayı zor durumda bıraktığını belirterek, “Pandemiden sonra adeta yatırım patlaması yaşandı. Ancak bunlar kısa vadeli finansmanlarla yapıldı. En büyük hatalardan biri bu. Sadece faiz oranına bakmak yanlış. Nakit akışını analiz ederek, doğru vadede, amaca uygun kredi kullanılmalı.” ifadelerini kullandı.
“En düşük faiz, en iyi kredi değildir.” diyen Atik, “Eğer işletme sermayesi için kredi alıyorsanız kısa vadede alın. Uzun vadeli yatırım yapacaksanız planlı hareket edin. Faiz oranı kadar, kredinin amacına uygunluğu da çok önemli.” şeklinde konuştu.

Kaan Kiziroğlu: “İhracatçı yüksek faiz altında eziliyor”
Servo Kapital Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Kiziroğlu, ihracatçıların finansman sıkıntısının derinleştiğini belirterek, “İhracatçılarımızın en büyük sorunu kârlılığın kalmaması. Çünkü yüksek faizle borçlanıyorlar, üstelik dövizle değil TL faiziyle.” dedi.
Kiziroğlu, Çin’in ekonomik başarısını finans sisteminin gücüne bağlayarak, “Bir ülkenin gelişimi, güçlü bir eğitim sistemi, girişimcilik altyapısı ve sağlam bir finans sistemiyle olur. Çin’de bunların hepsi var. Dünyanın en büyük 10 bankasından 5’i Çin’de. Bu bankalar sanayiyi ucuz krediyle finanse ediyor. Bizde ise ihracatçı TL kredisiyle yüksek faiz ödüyor.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de bankacılık sektörünün kredi verme kapasitesinin daraldığını belirten Kiziroğlu, “Eskiden 100 lira mevduat toplayan banka 115 lira kredi verebiliyordu. Şimdi bu oran 85’e düştü. Bankalar nakit üzerinde oturuyor, sanayi ise nakite ulaşamıyor. Bu durumun değişmesi için devletin döviz kredisi üzerindeki kısıtlamaları yeniden değerlendirmesi gerekiyor.” dedi.
Kiziroğlu, Türkiye’nin CDS (kredi risk primi) oranına da dikkat çekerek, “Şu anda CDS’imiz 256. Yani ABD hazine bonosundan yüzde 256 daha fazla faiz veriyoruz. Bu düşmedikçe faizler de düşmez. CDS geçen yıl 700’dü, şimdi 256’ya indi. Bu düşüş sayesinde yabancı kredi muslukları yavaş yavaş açılmaya başladı.” değerlendirmesinde bulundu.
Yabancı fonların Türkiye’ye ilgisinin arttığını ifade eden Kiziroğlu, “Şu anda Körfez bölgesinden 400-500 milyon dolarlık krediler konuşuluyor. Özel fonlar Türkiye’ye geliyor. 2008’de 60 milyar dolar olan private credit fonlarının hacmi bugün 2 trilyon dolara çıktı. 2030’a kadar 10 trilyona ulaşacak. Bu fonlar Türkiye’de de işlem yapmaya başladı. 50 ila 150 milyon dolar arası kredi veriyorlar ama yüzde 10-15 faizle.” dedi.
Kiziroğlu ayrıca, İslam Kalkınma Bankası, Afrika Kalkınma Bankası, Asya Kalkınma Bankası, Hollanda Kalkınma Bankası ve Avrupa Kalkınma Bankası gibi kuruluşların Türkiye’ye uzun vadeli yatırım kredisi sağlamak için sıraya girdiğini söyledi:
“Yurt dışında yatırım yapılmadığı için bu fonlar Türkiye’ye yöneliyor. Çünkü Türkiye şu anda yatırım açısından cazip bir pazar.” ifadelerini kullandı.

Ortak mesaj “Üretimi destekleyen, sürdürülebilir finans modeli”
Panelin sonunda tüm konuşmacılar, Türkiye ekonomisinin kalıcı büyüme için üretimi destekleyen, sürdürülebilir finansman modellerine ihtiyaç duyduğu konusunda birleşti.
KASİAD tarafından düzenlenen zirvede, finansmana erişim, ihracatın desteklenmesi, alacak sigortası sisteminin güçlendirilmesi ve reel sektörün yüksek faiz baskısından kurtarılması gibi konuların altı çizildi.
Zirve, hem yerel hem ulusal düzeyde finans dünyasının temsilcilerini Kahramanmaraş’ta buluşturarak, bölgenin ekonomik vizyonuna yeni bir perspektif kazandırdı.




