KASİAD Kent Ekonomisinin Nabzını Tutuyor!
Kahramanmaraş’ta, 1998 yılının Şubat ayında iş insanları arasında iletişim ağını geliştirerek, kentsel lobi oluşturmak, üyelerine organizasyonel projeler hazırlayarak ekonomik ve sosyal gelişimi daha yükseklere taşımak amacıyla kurulan Kahramanmaraş Sanayici ve İş İnsanları Derneği, kent ekonomisinin nabzını tutuyor.
KASİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mikail Utlu, dünyanın olağan üstü bir dönemden geçtiğini, Covid-19 pandemisinin ardından Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne yönelik Rusya’nın saldırısının büyük bir global krize daha yol açtığını anımsatarak, “Covid pandemisi ile birlikte geçirdiğimiz zorlu dönemi yavaş yavaş geride bırakırken savaş gibi insanlığı son derece derinden etkileyen bir döneme şahit oluyoruz. Pandemi ile beraber son dönemde özel olarak takip ettiğimiz enflasyon ve para politikası gibi öne çıkan başlıklar Rusya-Ukrayna savaşı ile beraber tamamen eksen değiştirdi. Hali hazırda artmaya devam eden global enflasyon ile tüm küresel tedarik zinciri ve enerji fiyatları daha da belirsiz bir yola girdi” görüşünü dile getirdi.
Rusya’ya uygulanan ve uygulanacak yaptırımlar ve bunların karşılığında Rusya’nın atacağı adımların hem küresel ekonomide hem de Türkiye ekonomisinde belirleyici olduğunu ifade eden KASİAD Başkanı Mikail Utlu, şunları kaydetti:
“ Yaşanan süreç Türkiye ekonomisini enflasyon, finans, dış ticaret, tedarik zinciri ve turizm kanalları üzerinden etkilemektedir. Rusya’nın önemli miktarda enerji arzını sağladığı Avrupa’da da enerji kaynaklı yavaşlama görülmektedir.Diğer taraftan, petrol, hububat ve metal gibi emtia fiyatları artmaya devam etmektedir. Gerçekten ne tarafa baksak her yerde belirsizlik, öngörülemezlik ve güven eksikliği görüyoruz. Artık bildiğimiz güvenli limanları terk etmiş durumdayız. Bu yeni sularda geçmişin tecrübesi yeterli olmayacak. Yeni koşullara uygun çözümler bulmamız gerekiyor.”
Son IPCC raporuna göre küresel ısınmayı 1.5 derecede tutabilmek için 2050’ye kadar karbon emisyonlarını küresel ölçekte net sıfıra indirmek gerektiğini anlatan Başkan Mikail Utlu, şu görüşleri dile getirdi:
“Bu hedefin tutturulmasıNIN nasıl bir dönüşüme yol açacağı, bunun üretim ve ticarete etkisini iyi değerlendirmemiz gerekmektedir. AB’nin 2050 iklim-nötr hedefi doğrultusunda başlattığı dönüşüme nasıl uyum sağlayacağımız çok önemli. Bu konudaki finansman ihtiyacını ve geç kalmanın maliyetlerini iyi hesaplamamız gerekiyor. İklim krizi ile mücadele küresel enerji piyasasını kökten değiştirecektir.
.
Dünya ticareti açısından bir başka belirsizlik unsuru, tüketici talebinin değişen yapısı. Pandemi sırasında yaşanmış olan tüketim ürünleri talebi artışı durdu hatta gerilemeye başladı. Bunu OECD ülkeleri verilerinden görüyoruz. Tüketim ürünleri talebi yerini hizmet talebindeki artışa bıraktı. Bu eğilimin ne kadar kalıcı olacağı ülkemiz açısından çok önemli. TL’deki değer kaybı nedeniyle Türkiye’nin mamul mal ihracatında sağlayabileceği rekabet gücü, dünya ticaretinin hizmetlere ve hatta dijital olarak teslim edilen hizmetlere doğru kaydığı bir dünyada yerimizi belirlemek şu anda atılacak adımlara bağlı. Sonuç olarak, tüketici talebinin yapısından tedarik zincirlerine, iklim kriziyle mücadeleden, iki bloklu küreselleşmeye, dünyadaki birçok gelişme Türkiye’nin ihracat hamlesini sürdürebilmek ve cari açığı azaltmak için mutlaka üretim yapısını ve dış ilişkilerini küresel ticaretteki değişimlere göre şekillendirmesini gerektiriyor.”
Başka Mikail Utlu, Türkiye ekonomisinin 2021 yılında %11 gibi oldukça yüksek bir büyüme kaydettiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
“Yaklaşık 800 milyar dolara gelen bir milli gelirimiz ve 9500 dolar seviyesinde bir kişi başı milli gelirimiz mevcut. Fakat tüm bunların yanı sıra yükselmeye devam eden bir enflasyonumuz var. Dünyada ise enflasyon son 20-30 yılın en yükseğinde olmasına rağmen halen ortalama %7-8 seviyesinde. Bugüne kadar bir şekilde geldik, fakat bundan sonrasında global ortam bizi çok daha riskli bir sürece soktu. İktisadi olarak tam hazırlıklı değiliz. Hem dış finansman ihtiyacımız çok yüksek ve her geçen gün yükseliyor, hem dövize erişim maliyeti artıyor, hem de içeride şiddetli bir refah kaybı mevcut. Maalesef bu süreç de %11 gibi son derece yüksek büyüdüğümüz bir dönemde gerçekleşiyor. Büyüme şeklimizi tekrar değerlendirmemiz gerektiği aşikardır.
Tüm bu gelişmeler ışığında zor bir dönem geçireceğimiz açıkça görünmektedir. Türkiye ekonomisi, krizlerle mücadeleyi iyi bilen, doğru adımlar atıldığı takdirde esnek ve güçlü bir ekonomidir. Bu süreçten, ancak ve ancak doğru mücadele araçlarını doğru zamanlama ile kullanırsak en az hasarla çıkmamız mümkün olabilir.
Türkiye ekonomisi potansiyeli çok yüksek, reel kesimi de yaşanan şoklara karşı son derece esnek bir ekonomi. Bunların yanında güçlü bir finansal sistemimiz var. Keza nüfusumuz son derece genç ve dinamik. Tüm bu gerçekler ekonomimizi emsallerimizden de yakınımızdaki Avrupa ekonomisinden de ayrıştıran güçlü yanlarımızdır. Bugün geldiğimiz noktada, bu denli hızlı değişen ve bir taraftan da yeni fırsatlar sunan global koşullarda, içeride yaşadığımız enflasyon-kur-faiz döngüsünden çıkamadığımız için bu fırsatları yeterince değerlendiremiyoruz. Dünyadaki değişim hızını ve bunun sunduğu yatırım fırsatlarını arzu ettiğimiz düzeyde yakalayamıyoruz. Rekabetçi kur ile küresel ekonomide yakalamaya çalıştığımız avantajlı konum işlerliğini kaybetmiş durumda. Artık ucuz iş gücü ile ihracatta rekabet kazanma devri, yerini yüksek nitelikli işgücüyle ve teknolojiyle yüksek katma değer yaratmaya bıraktı.”
KRİZDEKİ FIRSATLAR
Mikail Utlu, zor global koşulların beraberinde yeni fırsatlar da sunduğunu belirterek, “Ülkemizin içinde bulunduğu coğrafya bir taraftan son derece zorlu, bir taraftan da iktisadi açıdan muazzam avantajlar barındırmaktadır. Bu potansiyeli girişimcilik ekosistemimizin dinamizminde görebiliriz. Son iki yıldır tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de girişimcilik ekosistemi önemli bir ivme kazandı” dedi.
Kahramanmaraş özelinde yaptıkları çalışmalara da değinen Mikail Utlu, şöyle devam etti;
“Bütün global ve lokal konuların ışığında Kahramanmaraş’ ta sanayii ve yatırımları, insan kaynağını , ticaretin şeklini , bakış açısını ve stratejiyi değiştirmekle için KASİAD olarak üstümüze düşeni yapmak üzere çalışmalarımıza hız kesmeden, hatta artırarak devam ediyoruz. Yaptığımız çalışmalara Dünya Gazetesi olarak sürekli destek vermeniz bizim için kıymetlidir. Önümüzdeki dönemde işbirliğimizi artıracak çalışmaları artıracağız.” dedi.
KASİAD olarak, hedefimiz; “Şehrimizi, ülkemizin sanayileşmiş ilk 10 şehri, ülkemizi de Dünya’daki ilk 10 ülke arasına taşımaktır. Sanayiciler olarak bugünkü milli mücadelemiz de bu doğrultudadır.”
Mikail Utlu, küresel ölçekte yaşanan tüm olumsuz gelişmelere rağmen, temkinli pozitif yaklaşımları kaybetmeden üretmeye, istihdam yaratmaya, ihracat yapmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.