Ekonomi

Servet Yıldırım; “Bilenler için cennet, bilmeyenler için cehennem olabilir”

Servet Yıldırım, bugün Ekonomi Gazetesi’ndeki köşesinde Kahramanmaraş Ekonomi Zirvesindeki izlenimlerini anlattı.

Türkiye’de zorlanan sermaye, üretimini kaydırabileceği yeni adresler arıyor. Son dönemde öne çıkan ülkelerden biri Mısır’dı. Şimdi ise Suriye’deki fırsatlar araştırılıyor. Ancak bu pazarlar, dışarıdan göründüğü kadar kolay değil.

Geçen hafta Kahramanmaraş’taki Ekonomi Zirvesi”nde dinlediğim Kahire Ticaret Müşaviri Hakan Atay, Türkiye’den Mısır’a yönelen yatırımların 4 milyar dolara yaklaştığını söyledi. Bu miktarın içinde hem yeni yatırımlar hem de mevcut yatırımlarını büyüten firmalar yer alıyor.

Sermaye elbette fırsat bulduğu yere gider. Ancak asıl mesele, neden kendi toprağında huzur bulamadığı ve gittiği yerde karşılaşacağı risklerdir.

Mısır: Fırsatların ama aynı zamanda risklerin ülkesi

Ticaret müşavirimiz “Mısır sanıldığı kadar kolay değil” diyerek risklere dikkat çekiyordu. Bu uyarı, 2000’li yıllarda Mısır ve Suriye’ye giden iş insanlarımızı hatırlattı bana. O dönem, ilişkilerimizin iyi olduğu bu ülkelerdeki cazibeye kapılan bazı yatırımcılar, daha sonra bu pazarlardan güçlükle çıkmak zorunda kalmıştı.

Mısır, 110 milyonu aşan nüfusu, stratejik konumu, lojistik avantajı, düşük iş gücü maliyetleri ile cazip fırsatlar sunan bir ülke. Afrika, Arap ve Akdeniz pazarlarına erişim imkânı sağlıyor; üstelik 20’den fazla Afrika ülkesine gümrüksüz ihracat olanağı var. Süveyş Kanalı Ekonomik Bölgesi, yatırımcılara vergi teşvikleri ve özel üretim avantajları sunuyor. Akdeniz ve Kızıldeniz’e açılan liman altyapısı da önemli bir artı.

Bu unsurlar; tekstil, hazır giyim, ev aletleri, elektronik, hızlı tüketim malları, inşaat malzemeleri ve otomotiv yan sanayi gibi sektörleri cezbediyor. Ancak tüm bu cazibeye rağmen konuştuğum Kahramanmaraşlı sanayiciler arasında hala “Mısır tehlikeli; ben Türkiye riskini bırakıp Mısır riski almam” diyenler var.

Zorluklar

Mısır’da döviz kısıtlamaları, ithalat izin süreçleri ve meşhur bürokrasi yatırımcıları zorluyor.

Bu ülkeyle iş yapan bazı sanayiciler, “Bir daha Türk gümrüklerindeki gecikmelerden şikayet etmeyeceğim” derken, iş gücüyle ilgili sorunlardan yakınanlar da az değil. İş gücü ucuz ama verim düşük; çalışan bağlılığı zayıf. Mısır deneyimini paylaşan bir iş insanı, “İşe başlayanların bir kısmı birkaç gün sonra haber vermeden işi bırakıyor” diyordu.

Suriye için henüz çok erken

Türkiye’deki zorluklar nedeniyle Suriye’deki iş ve yatırım imkanlarına bakan firmalar da var.

Toplam 33 milyar dolarlık ekonomisi ve 1,800 dolarlık kişi başına geliri ile Suriye’yi Mısır ile karşılaştırmak doğru olmaz. Orada da fırsatlar olduğu kadar ciddi tehditler mevcut.

Suriye pazarı, benim gördüğüm kadarıyla, kısa vadede hâlâ riskli ve sığ. Bankacılık altyapısı yok, kur istikrarsız, güvenlik ve lojistik sorunları devam ediyor. Eğer savaş sonrası  yeniden yapılanma süreci uluslararası fonların desteğiyle rayına oturur ve politik istikrar sağlanırsa uzun vadede potansiyel olabilir.

Kahramanmaraş Ekonomi Zirvesi’nde benim yönettiğim bir panelde konuşan Tat Global CEO’su Salih Balta’nın sözleri durumu iyi anlatıyor. Ülkeyi çok yakından bilen Salih Bey, “Suriye bilenler için cennet, bilmeyenler için ise cehennem olabilir” diyordu. Aslında sadece Suriye değil, bence Mısır da aynı şekilde bilenler için cennet olabilir ama bilmeyenler ve risklerini doğru hesaplamayanlar için cehenneme dönebilir.

Keşke ülkemizde finansmana erişim zorluğu, kur belirsizliği ve yüksek maliyetler gibi sorunlar olmasa; yatırım iklimi daha elverişli olsa da sermayemiz burada huzur bulup yeni adresler aramak zorunda kalmasa.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu