Ekonomi

Bebiller Medikal, dışa bağımlılığı azaltacak

Medikal sektörünün güçlü temsilcilerinden Kahramanmaraşlı Bebiller Medikal, medikal ürünlerde dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla gerçekleştirdiği inovatif çalışmalarla ülke ekonomisine değer katıyor.

Kalp yaralanmalarına bağlı ölümleri azaltma amacı ile Göğüs Cerrahisi Uzmanı Mahmut Tokur tarafından 2011 yılında ’Bebiller’ ismiyle kurulan medikal şirketi Ar-Ge ve İnovasyon desteği kapsamındaki çalışmalarıyla çok sayıda başarılı projeye imza attı.

ÇEVREYE SIFIR ATIK

Çevreden neredeyse sıfır destekle çalışan Bebiller Medikal, başarılı ekibi ile Kahramanmaraş’ta ve dünyada ilklerin projesini geliştirerek, ulusal ve uluslararası alanda birçok tıbbi makale yayınladı. Yürütülen Ar-Ge çalışmaları neticesinde 6 adet Faydalı Model Belgesi, 1 Adet Marka belgesi mevcut olan Bebiller, 3 adet Uluslararası Patent (PCT) belgesine de sahip.

HAYAT KURTARAN ÜRÜNLER

Hayat kurtaran ürünlerin yanı sıra Covıd-19 salgını içinde kolları sıvayan Bebiller, mekanik solunum cihazlarının projesini yürütüyor.

Dr. Mahmut Tokur, Bebiller Medika’lin kuruluş felsefesini şu sözlerle özetliyor;

“Bebiller medikalin temel felsefesi dışa bağımlılığı azaltarak yerli üretim yapmak, Sağlık sektöründe sarf malzemesi olarak mevcutta bulunan ürünlerin ÜRGE ile kalitesini arttırmak, olmayan fakat ihtiyaç duyulan ürünleri ARGE ile ortaya çıkarıp patentli Know-How şeklinde sektöre kazandırmaktır.”

“KULLAN-AT” ÜRÜNLERDE DIŞA BAĞIMLILIĞI AZALTMAK İSTİYORUZ

Dr. Mahmut Tokur, sarf malzemesi için özellikle de “kullan-at” ürünlerde dışa bağımlılığı azaltmak istediklerini belirterek, “Ürün çeşitliliğimiz arttırmak istiyoruz. Türkiye’de lider bir pozisyona gelmek istiyoruz. Ayrıca know-how ürünler ile dünyaya adımızı duyurmak istiyoruz” dedi.

Tıbbi sarf grubunda plastik katater ürününe ağırlık verdiklerini belirten Dr. Mahmut Tokur, “Bu ürünlerin çoğu yabancı menşeli neredeyse hiç yerli üretim yok. Örneğin diyaliz, By-Pass ve açık kalp ameliyatında kullanılan malzemeler, kemoterapide kullanılan port malzemelerin hiç yerlisi yok. Bu yıl sonunda ürettiğimiz kemoterapi portu ticarileşmiş olacak” diye konuştu.

SOLUNUM CİHAZI İÇİN HERŞEY HAZIR

‘Solunum cihazı teknolojisinde tüm parçaları üretebilir durumdayız’ diyen Tokur, “Şu an yaklaşık olarak 5 bin adet stok üretimi yapıyoruz. Ticari kısmı için tanıtım ve pazarlama aşamasındayız. Tüm gerekli izinler alındı. Bu ürün tek kullanımlık, sade ve kolay bir kullanımı var. Diğer hastane donanımlarına ihtiyaç duymuyor. Ambulansla başlayıp yoğun bakımla devam eden süreçteki tüm aşamalarda kolaylıkla kullanılabilir” ifadelerine yer verdi.

3 ULUSLARARASI PATENT, 6 YERLİ PATENT

Şirket olarak 25 ayrı kalemde 290 adet ürün üzerinde çalıştıklarını ifade eden Tokur, şu bilgileri verdi:

“Üzerinde çalıştığımız ürünleri birkaç kısma ayırmamız lazım. ARGE kısmını tamamlamış tamamen bize ait ürün gruplarımız var. Mevcutta var olan ancak ithal ürünlerin yerlileştirilmiş sürümleri var. Son olarak mevcutta var olan ancak bizim çalışmalarımız ile daha da geliştirilmiş ürün grupları var. Tüm bunların sonucunda 3 tane uluslararası patent, 6 adette yerli patentimiz mevcut. Yani 9 tane ürünümüz var. Dışarıdan aldığımız 290 adet 25 kalem ürünü ise yerlileştirerek üretiyoruz.”

YERLİ ÜRETİM İÇİN KENDİMİZİ GÖREVLİ HİSSETTİK

Yerli üretimin toplam piyasada sadece yüzde 15’lik bir dilime sahip olduğunu belirten Tokur, hızla büyüyen bir piyasada bu oranın bile tartışılabilir olduğunu, yerli üretime geçmek konusunda kendilerini sorumlu hissettiklerini ifade etti.

 “Hekimlik dönemimizde kullandığımız aletlerin nereden geldiği konusu bizi pek ilgilendirmezdi. İşimizi yapardık fakat bir dönem yöneticilik yaptım. O dönem fark ettim ki, imalat değeri son derece düşük olduğu halde medikal ürün olduğu için değerinden kat be kat fazlasına satılıyor” diyen Dr. Tokur, bu konudaki görüşlerini şöyle dile getirdi:

 “Yaptığım araştırmalar neticesinde 2005 yılında sonda grubu dediğimiz kullan at malzemelerin Türkiye de ki Pazar büyük 750 milyon dolardı. O dönemde bu pazarın sadece yüzde 15’i yerli üretimdi. Nitekim sonradan o firmada yabancılara satıldı. Yerli üretime geçmenin bu ürünleri üretmenin zor olmadığını da görünce bu işi görev edindik. Zaten Türkiye pazarı dünyaya kıyasla sağlık sektörü açısından çok hızlı büyüyen bir Pazar ve bu yerlilik oranı büyüme hızı nedeniyle azalıyor. Dışarıdan alınan ürün miktarı artarken yerli üretim düşüyor zaten. Olaya sadece parasal büyüklükle bakmamak lazım.  Olağanüstü durumlarda kritik bir sektör. Bir savaş halinde paranız olsa da bu ürünlere ulaşamazsınız. Pandemi süreci bize bunu gösterdi.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu