MADO saatte 5 ton dondurma üretiyor
Sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın dondurma sektörüne yön veren güçlü marka Mado’nun şube sayısı yurt içinde 300’ü, yurt dışında ise 65’i aştı. Saatte 5 ton dondurma üretme kapasitesine sahip olan ve yaz aylarında bu kapasitenin yüzde 90’ınını kullanan Mado yönetimi, pandemi sonrasında ise Çin ve Asya pazarında yoğunlaşmaya hazırlanıyor.
Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kambur, dedesinin ve dedesinin babasının dondurmacı olduğunu anımsatarak, “1993 yılına kadar sadece kendi lokasyonumuzda dondurma satarken , 1993 yılından itibaren Türkiye ‘de dondurma sektörüne yön verecek bir girişimle İstanbul’da bu lezzeti tattırmak üzere ilk şubemizi açtık. 1993 ‘ten bu yana Türkiye’de ve Avrupa’da ilk dondurma cafe franchise’ı veren marka olarak ilerlemeye gayret ediyoruz” dedi.
LEZZET ÇEŞİTLİLİĞİ
Şu an 300 ‘ün üzerinde yurt içinde, 65 ‘in üzerinde ise yurt dışında şubelerinin bulunduğunu ifade eden Mehmet Kambur, ürün çeşitliliğinin başlangıçta sadece dondurma, tatlı, pasta ve sütlü tatlı olsa da
şimdilerde çok daha çeşitli geleneksel Türk lezzetlerini misafirlerinin beğenisine sunduklarını söyledi.
Mehmet Kambur, kahvaltı çeşitleri, yemek çeşitleri ve içecekler konusunda çok daha geniş bir yelpazede misafirlerinin damak tadına hitap ettiklerini belirerek, şunları kaydetti:
“Mado olarak saatte 5 ton dondurma üretimi yapabilecek potansiyele sahibiz. Yaz aylarında özellikle bu potansiyelin neredeyse % 90 ‘ınını kullanıyoruz. Toplam çalışan sayımız Mado merkez bünyesinde 1200 kişi civarında; Mado cafelerde çalışan ekip arkadaşlarımız yaklaşık 10 bin kişi Mado markası altında istihdam ediliyor.”
Şu an mevcut üretini 50.000 metrekarelik bir alanda yaptıklarını ayrıca, sütlü tatlı, Mardo ve İce mar ürünlerinin üretimini de tesislerinde yaptıklarını, bu tesislerinin yaklaşık 60 dönümlük bir alan üzerinde yer aldığını bildirdi.
Mehmet Kambur, pandeminin sektöre yansımalarını değerlendirirken ise “Her sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde de olumsuz yansımalar oldu. Bu süçreçte bazı şubelerimizin açılışını erteledik. Şimdi öncelikli temennimiz 2022’ye sağlıklı bir şekilde girebilmek” dedi.
Yatırım planlarından da söz eden Mehmet Kambur, şöyle konuştu
“Öncelikli hedefimiz geleneksel Türk Lezzetlerinin tanıtımı için Kültür elçiliği yapmak ve bu çalışmaları Milli Eğitim Bakanlığı ile imzaladığımız Protokol çerçevesinde toplamak oldu. Şu an Proje imzaladığımız okullarda yetiştirdiğimiz öğrencilerin Mado’larda istihdam edilmesi ve yurt dışında staj yapacak olmaları. Yine yurt dışında da iş imkanı sunacak olmamız bizim için öncelikli hedefler arasında. Çünkü üretim kalitemizi hizmet kalitemiz ile taçlandırmak bizi yurt dışında ve yurt içinde daha da güçlü hale getirecek” diye konuştu.
33 ÜLKEYE İHRACAT
Mehmet Kambur, iç Pazar ve ihracatı değerlendirirken ise şu bilgileri verdi:
“Pandeminin olumsuz etkileri oldu. İhracat oranlarımızda ülke bazında artış oldu ancak ciro bazında elbette düşüş oldu. Şu an 33 ülkeye ihracat yapıyoruz. Ayrıca Avrupa’da market ürünleri ihracatına da başladık. Bu anlamda hedefimiz yüksek. Ancak Pandemi sürecinin etkilerini öngörmek oldukça zor. Yeni pazarlara açılma düşüncemiz elbette var. Özellikle Amerika ve Avrupa pazarına açılma noktasında çalışmalarımız devam ediyor. Hedef Pazar Çin için de beklentimiz şu an Pandeminin bitmesi.
Pandeminin bitmesi halinde hem Çin hem de Asya Pazarında şube sayımızı daha da arttırmayı hedefliyoruz.”
Dondurma sektörünün gelişimini değerlendiren Mehmet Kambur, bu sektörün giderek büyüdüğüne dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Dondurma sektörü giderek büyüyen bir sektör ve dondurma günden güne tüketimi artan bir ürün.5 yıl öncesine kadar Türkiye’de kişi başına tüketilen dondurma miktarı 2 -3 litre civarında iken şu an 5-6 litre civarında. Esasında biz Mado olarak sektöre bu konuda da yön verdik. Kışın da dondurma tüketilebileceği konusunda tüketicilere yavaş yavaş benimsettik.7’den 70 ‘e dondurmanın kışın da yenilebilen bir lezzet olduğunu Türk Halkı Mado ile kabul etti.
Aslında sektörü tehdit eden en önemli unsur merdiven altı üretim yapan ve hijyeni önemsemeyen üretici. Bu çok hassasiyet gerektiren bir konu. Biz bu konuya müthiş şekilde titizlik gösteriyoruz. Dünya standartlarında üretim yapabilmek en büyük gayemiz. Bu tehditle karşı karşıya kalmamak için hijyen olmazsa olmazımız diyoruz.
Bu sektörün fırsatı ise şu; dondurma çocuk, genç yaşlı her kesim tarafından tüketilen bir ürün ve bu ürünün her kesimden tercih edilmesi bizim için de en büyük fırsat.”
Mehmet Kambur, sektörün en büyük sıkıntısının ise , çok ciddi şekilde nakit akışı sorunu, yetenekli iş gücünün kaybı, stokta bekleyen ürünlerin zayi olması, sadık müşterinin kaybı, piyasadaki hammadde fiyatlarının yükselmesi ve bu durumun üretim maliyetlerine yansıması olduğunu belirterek, “Virüs nedeni ile başlayan kişiler arası fiziksel mesafenin, zamanla sosyal ilişkilere de yansıyacağını düşünüyorum” dedi.
Mehmet Kambur, pandeminin tüketim alışkanlıklarında da değişime yol açtığını belirterek, sözlerini şöyle konuştu:
“İnsanlar bundan sonraki süreçte de dışarda yeme içme konusunda tedirginlik yaşayacaktır. Paket servis ve gel – al gibi uygulamalar her ne kadar işletmeleri ayakta tutmaya çalışsa da işletmeler ve çalışanlar için bu pek yeterli olmadı.”
Mehmet Kambur, her türlü olumsuz koşullara rağmen Mado olarak üretmeye, istihdam yaratmaya ve dondurma sektöründe Türkiye’nin adını dünyaya daha fazla duyurma çabasına devam edeceklerini sözlerine ekledi.