Şule Kirişçi yazdı “Türkiye’nin lezzet elçisi; MADO”

Bazı lezzetler vardır; bir kaşık alırsınız, sadece damak değil, kalp de tatmin olur. İşte Maraş dondurması, tam da böyle bir tat.Dünyanın en saygın gastronomi platformlarından biri olan TasteAtlas, Maraş Dondurması’nı “Dünyanın En İyi Soğuk Tatlısı” olarak ilan etti. Anadolu’nun kalbinden kopup gelen, koca bir geleneği bugünün lezzet anlayışıyla harmanlayan tat Maraş dondurması, yüzlerce yerel ve geleneksel lezzetin değerlendirildiği küresel listede zirvede… Bu ödül bir kültürün, bir geleneğin ve bir emeğin ödüllendirilmesi…
Maraş Dondurması, bugün dünyanın dört bir yanında tanınıyor ve keyifle tüketiliyor.Yüzyıllardır keçi sütü ve salep ile ustalıkla hazırlanan bu lezzet sınırların ötesine taşındı, dünya tanıdı ve küresel bir marka haline geldi. Maraş Dondurması artık kültürel bir miras…
Her ülkenin, şehrin kendine özgü tatları vardır; kokusuyla, görüntüsüyle ve tadıyla bir milleti temsil eden… Bu özel lezzetlerin başında gelenlerden biri hiç şüphesiz Maraş dondurmasıdır. Ve bu eşsiz lezzeti sadece Türkiye’ye değil, dünyaya tanıtan bir marka var: MADO…
MADO bu mirası dünyanın 38 noktasına taşıyan, dondurma kültürü tanıtan, gururla temsil eden markamızdır. Kırk yıl önce başlayan yolculuk bu ödülle taçlandı.
Peki, MADO’yu bu kadar özel kılan nedir?
MADO’nun başarısının ardında yalnızca lezzet değil, bir hikâye var. Torosların eteklerinden toplanan doğal salep, yaylalarda özgürce beslenen keçilerin sütü, ustaların maharetli elleri… MADO, bu üçlüyü öyle bir dengeyle bir araya getiriyor ki ortaya çıkan ürün sadece bir dondurma değil; hafızalarda yer eden bir deneyim haline geliyor.
Birçoğumuzun çocukluğunda çan sesiyle koştuğumuz dondurmacılar vardı. MADO, o nostaljiyi modern dokunuşlarla bugüne taşıdı. Geleneksel sunumlar, yöresel tarifler, mevsimsel çeşitlilik derken; dondurmanın sınırlarını yeniden çizdi. Yurt dışında açtığı şubelerle de Maraş dondurmasını küresel sofralara taşıdı. Ve en önemlisi, her porsiyona “memleket” kattı.
Bir yanda geleneksel yöntemlerle ürettiği dondurması, diğer yanda çağın gereklerine uygun işletme anlayışıyla hem yerel değerleri koruyor hem de uluslararası başarılar elde ediyor.
Bu ödülün arkasında, sadece iyi bir reçete değil; tutku, sabır ve vizyon var. Yalnızca dondurma satmıyor MADO… Türkiye’nin lezzet elçiliğini yapıyor.
Bu ödül çok kıymetli Türkiye ve Kahramanmaraş adına…
Bu ödül, aynı zamanda bir şehrin, bir yörenin, bir milletin başarısıdır…
Çünkü MADO, sadece bir işletme değil; Türkiye’nin tatlı dili, sofrası ve misafirperverliğidir. Yabancı bir ülkeye gidip bir MADO şubesine oturduğunuzda, o mekânda kendinizi evinizde gibi hissetmeniz boşuna değildir.
Bizler, her kaşıkta yalnızca dondurma değil; geçmişimizi, coğrafyamızı ve emeğimizi tadıyoruz.
Teşekkürler MADO, sadece dondurma yapmadığın, bir kültürü yaşattığın için…
Günümüzde yerli markaların uluslararası arenada kendine yer bulması kolay değil. Ama MADO, bu zorluğu aşarak ülkemizi başarıyla temsil ediyor. Sadece ekonomik bir başarı değil bu; aynı zamanda kültürel bir diplomasi örneği.
MADO, Türkiye’nin sadece dondurmasını değil; ruhunu, sıcaklığını, samimiyetini de dünyaya taşıyor. Bu yüzden diyoruz ki: MADO sadece bir marka değil, Türkiye’nin lezzet elçisidir.