“İtalya’da genç kuyum ustaları ayda 5 bin Avro kazanıyor”
Rekabetçi Sektörler Programı yararlanıcılarının 26 – 27 Ekim tarihlerinde Kahramanmaraş Ramada Plaza’da bir araya geldiği deneyim paylaşımı toplantısında Kahramanmaraş Altın ve Kuyumculuk Merkezi proje yetkilisi İbrahim Başar Saydam, İtalya’da kuyumculuğa yönlendirilen çocukların liseden mezun olduklarında Türkiye’deki bir usta kadar deneyimli olarak çalışmaya başladıklarını ve ayda 5 bin Avro gelir elde ettiklerini açıkladı.
Rekabetçi Sektörler Programı (RSP) altında yürüttükleri projenin faaliyetlerinden biri olarak İtalya’ya çalışma ziyaretine katıldıklarını anlatan Kahramanmaraş Altın ve Kuyumculuk Merkezi proje yetkilisi İbrahim Başar Saydam, İtalya’da geleneksel sanatlardan biri olan kuyumculuğa yönlendirilen çocukların anaokulundan başlayarak tasarım ve üretim süreçlerini öğrendiklerini ve liseden mezun olduklarında Türkiye’deki bir usta kadar deneyimli olarak çalışmaya başladıklarını, ayda 4 -5 bin Avro gelir elde ettiklerini açıkladı.
Kahramanmaraş’ta, Kuyumcular Odası’na kayıtlı 500, Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odasına kayıtlı 45 imalathane bulunduğu bilgisini veren Saydam, 6 binden fazla kişinin istihdam edildiği Kahramanmaraş kuyum sektörünün Türkiye genelinde İstanbul’dan sonra ikinci sırada yer aldığını belirtti. Saydam sektördeki sorunları şöyle listeledi: Lojistik problemler, yüksek girdi maliyetleri, altın fiyatlarındaki dalgalanmalar, fiyat ve kalite konusundaki standardizasyon eksikliği, bölgede akredite bir laboratuvarın bulunmaması, ilin potansiyelinin yeteri kadar kullanılamaması, yüksek katma değerli ürünlerin üretilememesi, kurumsal, teknik ve tasarım kapasitesi yetersizliği. Bu ihtiyaçların karşılanması ve Kahramanmaraş’ın altın ve mücevher sektöründe, uluslararası pazarda söz sahibi olması için on yıldır çeşitli projeler gerçekleştirildiğini hatırlatan Saydam, Kahramanmaraş’ın, Türkiye’nin kuyumculuk alanında en modern tasarım ve üç boyutlu modelleme merkezine sahip olduğunu ifae etti.
Proje kapsamında Altın Şehir içinde değerli ve yarı değerli mücevher taşlarının analizini yaparak sertifika verebilecek niteliğe ve en son teknolojiye sahip uluslararası akredite bir gemoloji laboratuvarı ve Darphane onaylı altın ayar evi kuruldu. Altın Şehir Kuyumculuk İhtisas Küçük Sanayi Sitesi’nin açılışı geçtiğimiz günlerde, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın katıldığı törenle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılmıştı.
RSP yararlanıcıları Kahramanmaraş’ta buluştu
Rekabetçi Sektörler Programı yararlanıcıları 26 – 27 Ekim tarihlerinde Kahramanmaraş Ramada Plaza’da bir araya geldi. Avrupa Birliği ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı eş-finansmanı ile yürütülen programın deneyim paylaşımı etkinliğine Kahramanmaraş, Kars, Ankara, Van, Kayseri, Kastamonu, Gaziantep, Kocaeli, Tunceli ve Adıyaman’dan katılan yararlanıcılar iki gün boyunca deneyimlerini paylaştı. Etkinliğe programın yürütücüsü Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Avrupa Birliği Mali Programları Dairesi Başkanı Ahmet Alperen Sağkaya ve diğer bakanlık yetkilileri ile yerel yönetim, sivil toplum ve akademiden temsilciler katıldı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Avrupa Birliği Mali Programları Dairesi Başkanı Ahmet Alperen Sağkaya’nın açılış konuşması ile başlayan etkinliğin ilk gününde, program yetkilileri Rekabetçi Sektörler Programı (RSP) hakkında genel bilgilendirmeler yaptı. Ardından, 11 ilden 8 proje yararlanıcısı projelerinin konusu, amacı, mevcut durumu, karşılaşılan sorunlar ve ihtiyaçlar hakkında kısa sunumlar yaptı. Programın öğleden sonraki bölümünde ise, ihale dosyası hazırlama ve ihale değerlendirme süreci, proje uygulama süreçleri konuşularak bilgi ve tecrübe paylaşımları yapıldı. İlk gün programı, Altın Şehir’e yapılan gezi ile son buldu. 450 kuyum atölyesinin bulunduğu Altın şehir İstanbul’dan sonra Türkiye’nin en büyük kuyum merkezi olma özelliği taşıyor. Etkinliğin öğleye kadar süren ikinci gününde ise projelerin sürdürülebilirliği ele alındı.
Artık biyolojik örnekler yurtdışına analize gitmek zorunda değil
Etkinlikte, Rekabetçi Sektörler Programı desteğiyle Ankara Üniversitesi Teknokent bünyesinde kurulan Agrigenomik Merkezi, Hayvan ve Bitki Genomik Araştırmaları İnovasyon Merkezi yetkilileri artık hiçbir biyolojik örneğin analizinin yapılması için yurtdışına gönderilmesi gerekmeyeceğini, tüm örnek analizlerinin yeni kurulan merkezde yapılabileceğini açıkladı. Bugüne kadar biyolojik örneklerin analiz amacıyla yurtdışına gönderilmesinin Türkiye’nin genetik bilgilerinin yurtdışında kaydedilmesinin yolunu açtığını ve bunun çeşitli risklere neden olduğunu belirten öğretim üyesi Emre Keskin, Agrigenomi Merkezi’nin özellikle tür teşhisi ve yeni tür/endemik tür tescilinde uluslararası akreditasyona sahip tek birim olacağını vurguladı.
Yüksek yatırım ve üretim maliyetlerinin ve yüksek teknoloji içeren analiz hizmetleri ve ürün maliyetlerinin sorun alanları olarak ortaya çıktığından söz eden Keskin, çözüm önerisi olarak altyapı maliyetlerinin yol açtığı marjinal maliyetlerin büyük ölçek yaklaşımı ile kurulan merkezleri tarafından azaltılacağını ve KOBİ’lerin birim fiyatlarının artışının engellenmiş olacağını, böylelikle üretkenlik artışı sağlanacağını ifade etti. Keskin’in dile getirdiği diğer sorun alanları ise akredite laboratuvar bulunmaması nedeniyle uluslararası pazarlara girişin kısıtlı kalması, Ar-Ge çıktılarının prototipe ve ticari değere dönüştürülmesinde sorunlar yaşanması ve KOBİ’lerin agrigenomik yöntemler ve bunların yararları hakkında sınırlı bilgi sahibi olması. Keskin bu sorunları da Agrigenomik Merkez’le uluslararası akreditasyon ve sertifikasyona uygun bir altyapı sunarak, merkez bünyesinde oluşturacakları Prototip Geliştirme Birimi’nde verecekleri eğitimler ve farkındalık oluşturma faaliyetleri ile paydaşların bilgi düzeyi arttırarak çözebileceklerini söyledi.
Kadın araştırmacıların istihdam oranlarındaki düşüklüğün sürdürülebilir ekonomik kalkınma üzerindeki olumsuz bir etkisi olduğunu da hatırlatan Keskin, alanda kalifiye personel yetersizliği yaşandığını, KOBİ’lerin Ür-Ge’yi Ar-Ge yapmaya tercih ettiklerini ve Ar-Ge stratejilerinin bulunmadığını belirtti. Çözüm uygulaması olarak merkezde çalışması öngörülen mevcut personelin yüzde 85’ini en az yüksek lisans derecesine sahip olan kadın araştırmacılardan oluşturduklarını açıklayan Keskin, zaman içinde bu oranın yaratılacak yeni pozisyonlarla korunacağını sözlerine ekledi.
Çevre ve insan sağlığına en az zararlı “yeşil” boya Kayseri’de uygulanıyor
Etkinlikte sunum yapan RSP son yararlanıcılarından biri de Kayseri’den Mobiboya Projesi temsilcisi Nurullah Yüksel oldu. Mobiboya, yeşil boya adı altında başlatılan ve Kayseri ve bölgesinde bulunan mobilya, metal endüstrisi ve ahşap sanayiinin yüksek teknolojik ve çevre ve insan sağlığına en az zararlı boya sistemlerinin uygulanmasını sağlamak amacıyla, sektörel gereksinimler ışığında yürütülen bir proje. Kayseri ve bölgesindeki mobilya üreticileri, ahşap malzeme üreticileri ve metal imalatçılarının teknolojik bilgi ve kabiliyetlerini geliştirerek, ürün kalitesi ve verimliliğini artırmayı ve onların ürün geliştirme ve pazarlama yeteneklerini güçlendirmeyi hedefliyor. Proje kapsamında, Kayseri-Erciyes Küçük Sanayi Sitesi yerleşkesinde ortak kullanım tesisi (Mobiboya) kuruldu ve böylelikle yerel ve bölgesel mobilya imalatçılarına, metal parça üreticilerine, ahşap malzeme üreticilerine, boya hizmeti sunan KOBİ ve diğer sanayi firmalarına kaliteli ve uygun maliyetli su bazlı boyama destek hizmeti sunulabilecek. Sıfır atık ve yüzde 100 verimlilik felsefesiyle yola çıkan Mobiboya’da, tüm boyama işlemleri akıllı robotlarla ve programlanabilir makinelerle yönetiliyor. Mobiboya kullandığı çevreci teknolojiler ve su bazlı boyalar sayesinde, maliyetleri uygun hale getirmeyi ile yeşil boya (doğa dostu boya) ölçütlerine uymayı amaçlıyor.
Etkinlikte proje deneyimini paylaşan projelerden biri de Tarihi Kimliğiyle Kars Kenti Projesi oldu. Kars’ın zengin tarihi mirasının gelecek nesillere aktarılması ve Kars’ın Türkiye 2023 Turizm Stratejisine göre en önemli 15 turizm destinasyonundan birisi olmasını hedefleyen proje, UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na başvuru yapmaya hazırlanıyor. Adıyaman’ın turizm altyapısını güçlendirmeyi hedefleyen ve Adıyaman Valiliği tarafından yürütülen Adıyaman’da Turizm Sektörünün Canlandırılması Projesi ise ören yerlerine yaptığı altyapı yatırımlarıyla ve eğitim danışmanlık hizmetleriyle turist sayısını ve turist başına elde edilen katma değerin artmasına, dolayısıyla bağlantılı olarak hizmet sektörünün de güçlenmesine odaklanıyor.
İkinci en büyük Ar-Ge projesi
Türkiye ve AB ortaklığında desteklenen ikinci en büyük Ar-Ge projesi olan Türkiye’nin Nadir Toprak Elementleri Araştırma ve Yenilik Kapasitesinin Geliştirilmesi Projesi, Türkiye’de çıkarılmayan nadir toprak elementlerinin (NTE) tedarik zincirinin kurulmasına destek olunması için Türkiye’nin NTE’ler ile alakalı Ar-Ge ekosisteminin geliştirilmesini amaçlıyor. Toplamda 15 adet olan nadir toprak elementleri; güneş panelleri, elektrikli taşıtlar, bilgisayarlar, akıllı telefonlar ve yenilenebilir enerji üreticileri gibi çok sayıda ileri teknoloji ürününün yapımında kullanılıyor. Nadir toprak elementlerinin global ölçekte tedarikinin yüzde 70’inin tek bir ülkeden kontrol ediliyor olması tedarik zincirinde sorunlar yaratıyor. Ayrıca, bu alanda kimya ve metalürji gibi bilim dallarıyla entegre Ar-Ge çalışmaları da yetersiz ve bu elementlerin çıkarılması, arıtılması ile elementlere dayalı yüksek katma değerli ürün tasarımında ve üretiminde kullanılacak, laboratuvar altyapısı eksikliği yaşanıyor. Proje faydalanıcısının Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü ve proje ortaklarının Munzur Üniversitesi Nadir Toprak Elementleri Uygulama ve Araştırma Merkezi (MUNTEAM), Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) ve Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu Nadir Toprak Elementleri Araştırma Enstitüsü (TENMAK-NATEN) olduğu proje kapsamında Ar-Ge laboratuvarlarının kapasitesinin artırılması ve akreditasyonunun sağlanması hedefleniyor.
Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı tarafından uygulanan Ortak Kullanım Atölyelerinin Kurulması Projesi ise KOBİ’lerin katma değeri yüksek üretim yapmalarını sağlayarak rekabet güçlerinin artmasını ve sanayi sektörünün TRB2 Bölgesi’nde gayri safi katma değer (GSKD) payının artmasını teşvik etmeyi, böylelikle TRB2 Bölgesi’nin refah seviyesinin yükselmesine katkı sunmayı amaçlıyor. Van-Erciş, Muş ve Bitlis’te yürütülen proje metal, ahşap ve otomotivle ilgili tüm işletmeleri, üniversiteleri ve endüstri meslek liselerini hedefliyor. Proje, üretimin geleneksel yöntemlerle yapılması, teknoloji kullanımının çok sınırlı olması, katma değeri yüksek üretim yapılamadığı için kâr marjının düşük olması, kurumsal ve yönetimsel kapasitenin yeterince gelişmemiş olması ve kalifiye ara eleman sayısının yetersiz olması gibi sorunlara çözümler üretmeyi planlıyor. Kurulacak ortak kullanım atölyelerinin bölgede iyi uygulama örneği olarak özel sektöre rol model olması; geleneksel yöntemlerle yapılan üretimden orta teknoloji gerektiren ürünlerin üretilmesine geçişin sağlanması; katma değeri yüksek üretim ile özel sektörün kâr marjının artması; halihazırda Diyarbakır, Gaziantep, Konya ve Kayseri gibi illerden alınan hizmetlerin önemli bir kısmının bölgede sunulabilmesi; verilecek uygulamalı ve teorik eğitimlerle üretime ve pazarlamaya dönük beşeri sermayenin geliştirilmesi; kamu kurumları, üniversiteler ve özel sektörün bir araya getirilmesi; meslek lisesi öğrencilerinin uygulamalı eğitimlere katılmaları ve mezuniyet sonrasında atölyelerde ve diğer işletmelerde istihdam edilmeleri projenin hedefleri arasında.
RSP’nin birinci dönemi
Etkinlikte, RSP’nin birinci döneminde desteklediği projeler de deneyimlerini paylaştılar. Bölgenin tasarım ve inovasyon merkezi olmayı hedefleyen Gaziantep Bölgesel Endüstriyel Tasarım ve Hibrit Modelleme Merkezi Projesi (GETHAM) ise KOBİ’lerin ve girişimcilerin tasarım ve katma değerli ürün geliştirme kapasitelerini arttırmayı amaçlıyor. “Fikirden ürüne giden yolun anahtarı, GETHAM” sloganı ile yola çıkan merkez, endüstriyel tasarım, ürün geliştirme, konsept tasarım ve tasarım yönetimi alanlarında hizmet veriyor.
Kayseri’de mobilya üretim sektörüne dahil olan orta ve küçük ölçekli işletmelerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere geliştirilen Mobilya Üretim Altyapısını Güçlendirme Projesi MOBİTEK ise 1500’ü aşkın KOBİ’ye; inovatif, kaliteli, modüler ürünleri düşük maliyetle üretip, yönetim, organizasyon, kurumsallaşma, verimlilik, ihracat, pazarlama, standartlar gibi konularda destek verip, ulusal ve uluslar arası pazarlardaki rekabet güçlerinin artmasına katkı sağlıyor. Proje uygulama ve işletimi için Orta Anadolu Kalkınma Birliği, Erciyes Küçük Sanayi Sitesi Kooperatifi ile Kayseri Marangozlar, Döşemeciler ve Mobilyacılar Odasının ortak olduğu bir A.Ş. kuruldu.
Yaratıcı ve inovatif çalışmalar yapan kuruluşların kapasitelerini güçlendirerek hem iç pazarda hem AB pazarında rekabet edebilirliklerini artırmayı hedefleyen Rekabetçi Sektörler Programı, IPA II döneminde tüm Türkiye’yi kapsayacak şekilde uygulanıyor. Program dahilinde desteklenecek projeler için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na yaklaşık 260 milyon Avro tahsis edildi. Rekabetçi Sektörler Programı, Ar-Ge ve inovasyona yönelik projeler başta olmak üzere dış ticaret açığını azaltarak ve verimliliği artırarak ülkemizin rekabet gücünü yükseltmeye yardımcı olmayı hedefliyor.