Ekonomi

Kahramanmaraş’ta kepenkler ticaret için değil hayata tutunmak için açıldı!

Ekonomi Gazetesi Haber Editörü Yener Karadeniz, Kahramanmaraş’ta ekonominin nabzını tuttu.

Depremin merkez üssü Kahramanmaraş’ta esnaf, depremin ardından bir ay sonra ticaret amacıyla değil hayata tutunmak için kepenk açtı.

Yerli halkın kalmadığını belirten dükkan sahipleri, ticaretin yardım kuruluşu görevlileri ve Suriyeliler ile döndüğünü söylüyor. Gidenlerin yarısının dönmeyeceğini belirten esnaf, şehrin deprem öncesi haline dönmesinin  ise 10 yıldan fazla süre alacağını dile getiriyor.

Depremin merkez üssü Kahramanmaraş’ta şehir merkezi nüfusunun yüzde 80’den fazla azalması, ticaretin yapısına da yansıdı. Yerli vatandaş sayısının yok denecek kadar az olduğu şehirde ticaret için değil hayata tutunmak için açılan dükkanlarda alışveriş de yardım kuruluşu görevlileri ve Suriyeliler ile yüzde 80 küçülerek sürüyor. Gidenlerin destek amacıyla kargo ile ticaret yapmak istemeleri sayesinde online ticaretin de arttığı şehirde tek hareketli nokta ise kuyumcular. Kuyumcu esnafı, insanların nakit para taşımak istemediği için ilerde lazım olursa bozar harcarım düşüncesi ile altın aldığını kiminin se şehirden gitmek için altınını bozdurmak için işlem yaptığını belirtiyor.

Ticaretin şekli değişti

6 Şubat’ta meydana gelen ve Türkiye’yi yasa boğan deprem felaketi, etkili olduğu 11 ilde sosyal yapıdan ekonomik yapıya kadar birçok şeyi kökten değiştirdi. Bu değişime sahne olan illerin başında da yıkımın en büyük olduğu Hatay ve Kahramanmaraş geliyor.

 İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği’nin (İTHİB) davetlisi olarak gittiğimiz Kahramanmaraş’ta EKONOMİ gazetesi olarak hem depremin yol açtığı yıkımın boyutunu hem de sonrasında kalanların hayata tutunma çabalarını yerinde görme imkanı elde ettik. Şehir merkezini görmeden önce Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası yetkilileri, depremin şehirde yol açtığı tahribat ile ilgili kısa bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda verilen bilgilere göre 10 bin binanın yıkıldığı şehirde ticaret alanlarının yüzde 95’i zarar görmüş. 750 bin nüfuslu şehir merkezi nüfusu da 100 binin altına düşmüş. Kalan vatandaşların kimisi çadır, kimisi de kurulumu hala devam eden konteyner kentlerde yaşama tutunmaya çalışıyor. Yani barınma ihtiyacı hala tam olarak çözülebilmiş değil.

Gerçeklik algınızla oynuyor

Şehri görmeye Kahramanmaraş’ın önemli noktalarından biri olan Ulu Cami’nin bulunduğu meydan ile başladık. Depremin yol açtığı tahribatı ise ilk olarak basın mensuplarını Ulu Cami’ye götüren servis aracının camından seyrettik. Şehrin en ünlü caddelerinden biri olan Azerbaycan Bulvarı’nda sağlı sollu birçok bina yerle bir olmuş. Bazılarının enkaz kaldırma çalışmaları sona erdiği için insanda deprem olmamış hissi uyandırsa da sonrasında ayakta kalmasına rağmen baştan aşağı çatlaklarla dolu olan ya da yıkılmış ve yıkıldığı gibi duran binalar, depremin vehametini gözler önüne seriyor.

Felaketin yol açtığı tahribat insanda televizyon ekranlarında göründüğünden çok daha yüksek bir şok etkisi yaratıyor. Gerçeklik algınız ile uyuşmayan görüntülere inanamıyor ve hayretler içerisinde kalıyorsunuz. Bir zamanlar şehrin en hareketli noktaları olan bu caddelerde deprem öncesine dair herhangi bir iz göremiyorsunuz. Tüm mağazalar hala kapalı, bir zamanlar kapıda sıra beklediğiniz Yaşar Pastanesi de hasarlı. Kısacası o eski Kahramanmaraş yok ve uzun yıllar geri gelemeyeceğini de hissediyorsunuz.

Meyve sebze satarak hayata tutunuyorlar

Sosyal ve ticari hayatın sınırlı da olsa devam ettiği tek nokta ise şehrin en eski çarşısı olan Tarihi Maraş Çarşısı idi. Sebebi ise birkaç yıl önce yenilenen çarşıda depremin etkisinin çok daha sınırlı gerçekleşmiş olmasıydı.  500 yıllık tarihi bulunan çarşının önünde hayata tutunmaya çalışan insanları görüyorsunuz. Kızılay ve AFAD’ın yanı sıra özel şirketlerin yardım noktalarının da bulunduğu meydanda tezgah açarak meyve sebze satan ve bu şekilde yaşamına devam etmeye çalışan vatandaşlara rastlıyorsunuz. Şehir merkezinin aksine çarşının dış cephesinde bulunan dükkanlar da açık. Çarşı ise doğal olarak eski günlerinden çok uzakta…

Yıkılan dükkanlar da var

Geçen hafta ziyaret ettiğimiz çarşı esnafı, depremin ardından 30’uncu günde dükkanlarını açmaya başladıklarını ancak ticaretin yok denecek kadar az olduğunu söylediler. 100’den fazla dükkanın olduğu çarşıda yer yer kapalı olanların ise depremde yaşamını yitiren vatandaşlara ait olduğunu belirttiler. Çarşıda yıkılan dükkanlara rastlamak da mümkün…

Konuştuğunuz çarşı esnafının çok büyük kısmı dükkanlarını açmalarının sebebinin ticaretten ziyade hayata tutunma çabası olduğunu kaydetti. Bunlardan biri de çarşıda 50 yıldan uzun süredir semer ustası olarak faaliyet gösteren Ali Özen idi. Özen, dükkanda ufak tefek çatlakların yer aldığını ancak hayatına devam etmek zorunda olduğu için işinin başına geçtiğini söyledi. Özen, vatandaşların çok büyük bir kısmının ise şehri terk ettiğini belirterek, “Gidenlerin dönme ihtimali çok düşük. Bizim yaptığımız iş de bitti artık. Kırsal kesime hitap ediyoruz; hayvan gücüne ihtiyaç kalmadı, bizim de işimiz bitti ama ben bundan sonra başka ne iş yapabilirim ki. Vatandaş da sanayici de esnaf da zor durumda. Kimse kendine gelemedi. 15-20 yıla anca toparlanır buralar bu şehir. Bu çevre şehrin en hareketli yeriydi. Yıkımdan sonra kimse kalmadı” diye konuştu.

Yerli gitti Suriyeliler kaldı

Bölgede kepenklerini açan başka bir dükkan ise  Namlı Bakır Züccaciye idi.  Çarşıda 100 yıla yakındır faaliyet gösterdiklerini söyleyen dükkan sahibi İbrahim Namlı, şehirde ticaretin tek döndüğü bölge olmasına rağmen nüfusun azalmasının da etkisi ile Kapalı Çarşı’nın eski günlerinden çok uzakta olduğunu söyledi. Namlı, şunları söyledi: “Yerli vatandaş kalmadı zaten. Kalanlar Suriyeliler. Günde bir siftah yaparsak buna da şükür diyoruz. Şu an asker, polis, AFAD görevlisi, bekçi onlarla ufak tefek ticaret dönüyor. Şehrin yüzde 80’i gitti. Bir kısmı belki döner ama gidenlerin önemli bir kısmı artık gittikleri yerde kalıcı.  Görüştüğümüz arkadaşlarımız da bunu söylüyor. Buraya gelmeleri için bir sebep kalmadı.  Ev sahibi iseler gelirler, kiracı iseler zaten gelmezler. Orada da kiracıyım burada da neden geleyim diyorlar” ifadelerini kullandı.

10 gün önce dükkanını açan Akdeniz Bahar sahibi İbrahim Taşdemir ise  şöyle konuştu: “10 Gün önce açtık dükkanı. İş yok. AFAD görevlileri, polisler ve yardım gönüllüleri giderken destek olmak amacıyla alışveriş yapıyorlar. Yerli halk yok. Biz genelde kargo üzerinden çalışıyoruz. Buraya gelenler bize bu konuda da yardımcı oluyorlar. En az bir yıl bir hareketlilik beklemiyoruz, bir yoğunluk olmaz. Yapacak bir şey yok”

Altınını bozdurup şehri terk eden de var

Şehrin 500 yıllık tarihi çarşısında hizmet veren Ariş Kuyumculuk Yetkisi, dükkanlarını mecburen açtıklarını söyledi. Çarşıda deprem nedeni ile hayatını kaybedenlerin de olduğunu ve onların dükkanlarının kapalı kalmaya devam ettiğini belirterek yer yer yıkılan noktaların da bulunduğunu belirtti. Dükkan sahibi, şöyle konuştu: “Depremden bir ay sonra açtık. İnsanlar yanında para taşımak istemiyor. Mecburen ilerde lazım olur, bozdurur harcarım düşüncesi ile nakit parasını altına çeviriyor. Altınını bozdurup şehirden gitmek için kullanan da var. Bu ticaret değil, hayata tutunma çabası. Sağız çok şükür. Yapacak bir şeyimiz de yok. Zorunluluk bu. Bu memlekette çok fazla ölü var. Buraların yeniden eski günlerine dönmesi hiç kolay değil.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu